ANAHTAR KELİME: Oraz YAĞMUR
Kar Üstünde Yatan Adam
Buz gibi şimäl rüzgarı yerleri yalayıp geçiyor. Nice günden beri yoğun kardan sonra toprağın rengi gözden kaybolmuş. Her tarafda soğuk kar var.
Zaman zaman, çok uzaktan gelen bozkurtların ulama sesleri şimäl rüzgarının sesine karışıp gidiyor. Bu sırada, kar üstünde bir adam yatıyor.
-O adam uyanık mı, uykuda mı?
Aytmatov, Yeni Çağın Mevlanası
1983 yılında Türkmenistan’ın büyük klasik şairi Mahtumkulu’nun doğumunun 250 yıl dönümü Sovyetler birliğinin seviyesinde hem Aşkabat’da hem Moskova’da tantanalı bir bayram havasında geçiyordu. Aşkabat’daki etkinliklere dünyanın bir çok yerinden şairler, yazarlar, bilim adamları katılıyordu. Aşkabat’a Cengiz Aytmatov geldi. O zamanlar bizim hepimiz Aytmatovçılardık.
Aşk Damlaları
1. Senin gözlerin kara da değil, mavi de değil, aşk renginde.
2. Beni gözlerinle dinle. O kadar naziksin ki, seni kendimden bile kıskanıyorum.
3. Gündüz güneş oldum, gece ay oldum; yoluna ışık verdim, gönlüne aşk verdim. Bana bir küçük yürek vermez misin?
4. Üşümüş rüzgâr senin ak alnını okşaya okşaya ısındı.
5. Sen kardelenmişsin? Kalbimi de delik delik delmişsin.
6. Ben bulut satın almış gibi oldum: ne kalbim kaldı, ne aşkım.
7. Yıldırım ol gel, kasırga ol gel. En iyisi kendin ol gel!
Gözlerim Türkiye’de Açıldı
Ben dalgalara karşı direnmeyi seviyorum. Her bir direniş bana büyük kuvvet veriyor.
1989-da, Gorbaçev zamanı “Duman Daĝıldıgında” isimli bir romanım basıldı. Mafiyanın ve iktidardaki komunist rejimin beraberinde neler yapdıĝını anlatan bu romanım ilk kez 30 bin adet, altı aydan sonra 27 bin adet basıldı ve az zaman içerisinde tamamen hepsi satıldı. O zamanki 4 million nüfuslu Türkmenistan’da 57 bin adet roman satmak inanılmaz bir olay oldu. O kitapların 1600 adetini komunist partiyanın il müdürü olmuş bir kişinın satın alarak yaktıgını-da öĝrendim. O kişi romanın kendisi hakkında yazıldıĝını zan etmiş. Evet o doĝru fikir yürütmüş, ama kitap yakması yanlış. Mafiya üyelerinden, büyük kürsülerde oturanlardan çok-çok telefon tehditlerine-de maaruz kaldım. Onların hepsine benim cevabım bir oldu: “Ben kendi yapmalı görevimi yaptım.”
Çankaya Köşkü’nde Yırtık Ayakkabılı Bir Yazar
“Gözlerim Türkiye’de Açıldı”
Ben dalgalara karşı direnmeyi seviyorum. Her bir direniş bana büyük kuvvet veriyor.
1989’da, Gorbaçev zamanı “Duman Dağıldığında” isimli bir romanım basıldı. Mafyanın ve iktidardaki komünist rejimin beraberinde neler yaptığını anlatan bu romanım ilk aşamada 30 bin adet, altı ay sonra 27 bin adet basıldı ve çok kısa bir süre içerisinde tamamen hepsi satıldı. O zaman 4 milyon nüfuslu Türkmenistan’da 57 bin adet roman satmak inanılmaz bir olay oldu. O kitapların 1600 âdetini komünist partiyanın il müdürü olmuş bir kişinin satın alarak yaktığını da öğrendim. O kişi romanın kendisi hakkında yazıldığını zannetmiş.