Aşk Damlaları

1. Senin gözlerin kara da değil, mavi de değil, aşk renginde.
2. Beni gözlerinle dinle. O kadar naziksin ki, seni kendimden bile kıskanıyorum.
3. Gündüz güneş oldum, gece ay oldum; yoluna ışık verdim, gönlüne aşk verdim. Bana bir küçük yürek vermez misin?
4. Üşümüş rüzgâr senin ak alnını okşaya okşaya ısındı.
5. Sen kardelenmişsin? Kalbimi de delik delik delmişsin.
6. Ben bulut satın almış gibi oldum: ne kalbim kaldı, ne aşkım.
7. Yıldırım ol gel, kasırga ol gel. En iyisi kendin ol gel!
8. Hayat beni, taştan taşa çaldı, demir tarakta tarayarak didilmiş yün yaptı. Iğde eğire eğire yumak yaptı. Yalnız cancağazım! Benden bir kilim doku; bastığında belki, tabanın beni duyar.
9. Kar beyazdır dediler. O beyaz kar taneleri sevgilimin yanaklarında iz bırakıp eridi.
10. Şimdi de gözlerindeki yıldırım yakıyor mu demişsin. Evet, ama tek beni yakıyor.
11.Ağlama, aşkım, ağlama! Acı yaşlar gözlerin karasını soldurmasın.
12.Uzun boylu, dedin boyuma sevindim. Akıllı dedin aklıma sevindim. Sana ise başka şeyler lazımmış.
13.Seni seviyor diye beni dara çekmek istediler. Ama darağacı kısa geldi.
14.“Gel” dedin geldim, “git” dedin gittim, “dur” dedin durdum. Şimdi; “öl” demeni bekliyorum.
15.Beni cennete, seni cehenneme atsalar, seninle beraber yanmak için cehenneme geçerim. Bana küllerimizin birleşmesi de yeter.
16.-Ben sana mum olayım. Eriye eriye kalbine damlayayım.
17. Sen mutlusun. Kuru yaprak gibi yandın bittin. Ben zavallı, kömür közü gibi yandım yattım.
18. Ses duyan çiçeğe mimoza diyorlar. Ne diyeceğimi ben ses çıkarmadan önce duyduğun için sen mimozadan da naziksin.
19. Sen beni semalara uçurmayı başardın. Güzel bir yere kondurmayı da bilirsin inşallah.
20. Görmüyor musun? Siyah erikler gamlı gözlerin olarak bakıyor, narlar utangaç yanakların olarak kızarıyor.
21.Sanasöyleyemediklerimi, kuşların cıvıltısından, rüzgârın uğultusundan duyabilirsin.
22. İnsana en ağır gelen şey nedir? Diye akıllı kişiye sordum. “Kara sevdanın anıları” derken uzun kirpikleri ıslandı.
23. Başıma sevda konduğundan beri ben kırık aynaya döndüm. Ne aynaya bakan var, ne ayna kimseye bakıyor.
24. Sen aşktan doya doya içmiş gözlerini yumarak: “Bir şeyler söylesene” diyorsun. Bu sıcak öpücükler sözün noktasıdır, aşkım!
25. O kadar talihsizim ki: başıma kar yağıyor, karın karası yağıyor.
26. İkimizin çektiklerimize yıldızlar bile dayanamaz. Ama sonu hiç oldu. Şimdi sen birinin, ben birinin gölgesi olduk.
27. Yine kış yelleri geldi, senin saçlarını okşaya okşaya zevk almak istedi; seni bulamadığı için yine uğuldaya uğuldaya gitti.
28. Böylesine susmak olur mu? Allah insana dil verdiğinde, aşk için kullan diye vermiş.
29. Şimdi anlıyorum: Aşk-yalın ayakla közde yürümekmiş.
30. Sevgilim! Sen yıldızların insanısın. Niye dünya gamına aldırıyorsun?!
31. Bana neler oluyor: Seni görmesem ölüyorum, görsem ölüyorum.
32. Adem ile Havva aşık olmasaydılar, bu dünyaya neler olurdu?
33. Onu aydan da, güneşten de kıskanıyordum. O ise bulutlarla kaçmış gitmiş.
34. Sen, benim ilk ve son aşkımsın. Öpülmemiş dudakların kuru gözüküyor. Gözlerinde kendimden başka bir şey görmedim. Gel, o buğday beniz; yanaklarını sevgimle mühürleyeyim.
35. Kalbimden sızan yaşlar gözlerimde buharlaşıyor. Sen de ağla ki göz yaşlarınla beraber kalbinden buharlaşıp gideyim.
36.Yirminci yüzyıl en zalim yüzyıl oldu diye doğru söylemişler. Beni de yalnızlık denizine yirminci yüzyılında ittiler.
37. Sunduğum çiçekleri deli nehre attın. O çiçeklerden daha nazik, daha aziz bir gönül vermiştim. Onu nereye attın, zalim?
38. Sen-durulmuş güz suyu.
Ben- o suda akıp giden sarı yaprak.
39. Suçu kendinde arayan, suçluyu çabuk bulurmuş. Gel mihribanım, suçu kendimizde arayalım.
40. Kalbimi bölük bölük böldüm. Bir bölümünde bile seni bulamadım. Hiç hiç gelme artık.
41. -Kaç yaşındasın?
-Kaç güzel gördüysem o yaştayım.
42. Her solmuş çiçek hüzün hazinesidir.
43. –Hani, gelmeyecektin, dünyayı terk edecektin?
–Ben gelmedim, cesedimi getirdim.
44. Sözün doğrusu, ben Mecnun ile bir sınıfta aşk dersini aldım. Mecnunun notları dörttü, benimki beş.
45. Tanırsalar bir nişandan.
Tanırlar beni aşkımdan.
46. Aşkına kavuşamayana mezarı da dar gelir.
47. Ah, gül ömrüm geçti.
Nerede, nasıl, beni hatırlıyor mu? Diye bu üç soruyu sormakla ömrüm geçti.
48. Sen aşkımı duymazdan gelip, öylesine değerimi düşürdün ki, şimdi beni bitpazarında bir pula bile almıyorlar.
49. Talihsizliğe bakın! Derin denizlerden yüze yüze geldim, ama o mavi gözlerde boğuldum, öldüm.
50.Doktor Bey! Öldüğümde cesedimi açmayın, araştırmayın! İçimde aşkın külünden başka bir şey bulunmaz.
51.Gece doğdum.
Ömrüm karanlıkta geçti.
Ve bir gece öldüm.
Gündüzler yalnız kaldı.
52.Saatimden vefalısını görmedim. Ne zaman uyansam, o uyanık, beni bekliyor.
53.Kasırga ol yık beni,
Yıldırım ol yak beni,
Atma çok ırak beni,
İsteğim görmek seni.
54.Hayallerimden, rüyalarımdan ileri olmazsan gelme.
55.Adını gözümün akına yazdım.
56. Ben aşkın gözyaşını kirpiğime astım, yârim beni zülfüne astı; görenler bizi gönlüne astı.
57. Senin giysin hangi renkte olsa dünya o renktedir. Bu yılların hesabı da yanlış Gülüm. Her yılbaşı senin doğum gününden başlar. Doğuyu da yanlış gösteriyorlar. Senin geldiğin taraf Doğudur. Sende Batı yoktur Gülüm.
58. Allah’ım! Ya ver, ya-da rüyalarıma girdirip beni zorlama.
59. Yağmur ol gel diyorsun. Ben sadece yağmur değil, üstelik Oraz Yağmur olarak geldim.

Oraz Yağmur/Türkmenistan

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <strike> <strong>